Salı, Mart 27, 2007

Ask benim hic Senim olmamis

Varliginla yoklugun arasinda kalmayacagim artik,
sadece olmayacaksin.
Sensiz kalma ihtimali olmayacak aleyhine kurulmus cümlelerimin sonunda.
Belki birkac satir arasinda unutulacaksin bir müddet sonra. Icimden olmayacak,
bos bir kagidin gölgesine siginmayacak sana sitemlerim.
Hani hep kizardin ya “Konus konus konus” derdin, haykirabilir miyim simdi korkakligini.
Biraktigin bu mavi düsleriyle avunan yalnizligi,
artik sahiplenilmeyecek olmanin
buruklugunu yasarken,
haykirabilir miyim dersin, susar miyim, gülüp gecer miyim yoksa …?
Aslinda alistirmaliyim kendimi hic dönmeyecekmissin, dönülmeyecek bir yerdeymissin gibi farzetmeli, unutmali.
Seni hic tanimamis gibi yasamimi sürdürmeliyim.
Var oldugum her yer ask(in) sehri olmali artik, yeniden sevmenin, sevilebilmenin yeri her yer, zamani yasanan ve gelecek tüm zamanlar olmali benim icin.
Evet, sayfalardan koparip bir bir savurmaliyim seni yasanmis tüm zamanlara, uzaklasan her adimimla hapsetmeliyim bu anilar sokagina.
Kopan takvim yapraklari sensiz gecen günleri saymamali, bende yoklugunun güncesini tutmayi artik birakmaliyim.
Her yeni güne seni getirmedi diye isyan etmemeliyim.
Kabullenebilmeli, hazmedebilmeli, aldirmamali hatta sana hak verebilmeliyim.
Bu satirlarla büyümeye baslamaliyim, sirf seni ve cocuklasan bir aski kolayca unutabilmek icin. Zira yoksun.
Sanki benim hic senim olmamis, sanki bizi hic yasamamisiz, sanki ask denen o hoyrat sarkiyi mirildanmis ve sonra yarim birakmisiz gibi.
Artik yeni bir sarki söylemenin vakti, Yasanmisligina, yitikligime hic aldirmadan,Sanki benim hic senim olmamis gibi....

Hiç yorum yok: